Özlediğim Mudanya19 Şubat 2016, 16:40 Yıllar önce geride bıraktığımız sadece gençliğimiz değil, hatıralarımızı, özlemlerimizi şekillendiren birçok şeyi de yıllar öncesinde bıraktık. Yıllanmış Çınar misali hala aramızda yaşayan Mudanyalılara bir dokunsanız bin ah işitirsiniz. Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağar derler, ama şu anda o nurlara çok ihtiyacımız var. Huzurun ve komşuluğun yaşandığı Mudanya’da, tanısın tanımasın herkes birbirine selam verir, hatır sorardı. Sevgiyle saygının birlikte yaşandığı Mudanya’da barış ve kardeşlikten söz edilmezdi, yaşanırdı. Kerpiç duvarlı evlerde insanlar çok refah içinde olmasalar bile mutlu ve sağlıklıydılar. Yeni bir güne sağlıkla başlayanlar, postacının yolunu gözlerdi uzaklardan bir haber var mı diye. Şimdi Dünyada olanlar saliseler içinde gözümüzün önünde, ama bir mektubun içinde yazılanlar kadar sıcak değil cep telefonunun elektronik seslerinde. Bu gün elimizi her uzattığımızda kavuşuyoruz hayallerimizi süsleyenlere, oysa o hayallere kavuşmak için harcanan emeğin ve zor koşullar altında elde edilen mutluluğu yaşamak gibisi var mı? Neler sığmadı ki memleketin içine? Hayallerden taşan, rüyaları süsleyen, konuşmalarımıza renk katan anılar diyarı Mudanya’mın. Kınalı ellerinde kovalarına mahalle çeşmesinden su dolduran cıvıl cıvıl elbiseleriyle, şalvarlarıyla narin genç kızlarımız, güğümleriyle analarımızın çeşme başı sohbetleri, zeytin zamanı zeytinlik içlerinden duyulan helvacıların seslenişleri hiç unutulabilir mi? Asla… Adeta duyguların kuruduğu batı ülkelerinde modern bir şehrin yaşam tarzına dönüştüğü bu zamanlarda, Akşamüzeri iş sonrası babalarını karşılayan çocuklar. Komşusunun sevincine ve acısına ortak olan insanlarımız. Birbirlerine “gûnaydın” demeyi selam vermeyi külfet sayan insanlar arasında yaşarken Mudanya’mın öten horozlarını dahi özlemenin bir meziyet olduğunu düşünmemek bu günden o günleri özlememek mümkün değil. Benim güzel insanlarımın yaşadığı güzel memleketim, yıllar önceki halinle seni çok özledim. Çocukluğumuzu bıraktığımız zamanlardan sevgiyi şekillendirdiğimiz zamanlara duygular taşıyarak. Bayram yerlerinde At arabalarıyla yaptığımız gezintileriyle, İncirdibindeki yakılan kamp ateşlerindeki eğlenceyi, Uzunyalı’ya yapılan içten takma motorlu tenteli sandal sefalarını, zeytin toplarken karakışın beyaz örtülerinde moraran parmaklarımızı, kısa dalga frekansından yayın yapan meteoroloji radyosunun güzel türkülerini, baharın gelmesiyle erik ve çağla taşladığımız komşu bahçelerini özledim. Yürek yaralarını sardığımız zamanlarda coşarak, gençliğimizin sevda köşelerinde türküler yazdık türküler söyledik, Gelincik tarlalarını gönlümüze taşıdık türkülerimizle. Hasretle büyüttük sevdalarımızı türkülerden köprüler kurarak, yüreklerimize nakşedilen aşklarımızla yaşadığımız Zeytinin yeşilinden denizin mavisine taşıyarak. Sokakları, durakları, denizleri türküleştirdik. İş yerlerinde mırıldandık sevgileri, gurbet yaptık türküleri, türkü yaptık köprüleri. Getirin şırıltısını sokak çeşmelerimi, yıldızsız gökyüzlerinde bıraktığım güzel anıları. Zapt edilmiş sahili, iskeleleriyle, Talan edilmiş yeşili, zeytinlikleriyle, üç kuruş fazla kazanmak uğruna kapatılmış kaldırımlarıyla, nasıl çıkar sağlarım diye köreltilmiş sevgi ve saygı duygularıyla özlem yazıyorum Mudanya’ma. Elleri kınalı, yüzü duvaklı Mudanya Güzeli Zeytin Gözlü Yarim Mudanya’mı özlüyorum. Bu haber 2600 defa okunmuştur.
|
HAVA DURUMUNÖBETÇİ ECZANE
|