ATATÜRK’ÜN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ - - Mudanya Habercisi
Anasayfa Video Galeri Foto Galeri Haber Ara Önemli Telefonlar Nöbetçi Eczaneler Künye İletisim
Mudanya Habercisi

ATATÜRK’ÜN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ

10 Kasım 2019, 17:19





Mustafa Kemal, 19. asrın son çeyreğinde dünyaya gözlerini açtığında, Osmanlı Devleti, bir yandan mağlup olduğu ve toprak kaybettiği bir savaşın yaralarını sarmaya çalışırken, diğer yandan da kendisine biçilen "hasta adam" gömleğini yırtma çabasındadır. Aynı anda pek çok cephede savaşan Osmanlı Ordusu, Çanakkale'de, Kutt'ül Amare'de, Medine Müdafaasında zaferler kazanmasına rağmen I. Dünya Savaşının sonunda mağlup sayılmıştır.Mustafa Kemal, bu çalkantılı dönemde kurmay subay olarak görev yapmış; başta Çanakkale olmak üzere pek çok cephede savaşmış, askeri kabiliyetini herkese kanıtlamıştır.

Çanakkale'deki başarıları nedeniyle "Altın ve Gümüş imtiyaz Madalyası", "Altın ve Gümüş Liyakat Madalyası", "Harp Madalyası" ve "Üçüncü Rütbeden Osmani Nişanı" ile ödüllendirilmiştir. Ancak, mensubu olduğu ordunun ve devletin zaaflarım da, bizzat görmüş ve bunun ıstırabını derinden hissetmiştir. Din ve milliyet kavramlarını toplumsal ayrışmaya sebebiyet vermeden, yüzyıllarca barış içinde imparatorluk yöneten Osmanlı için, çare tükenmiştir.

Sonunda Düşman İstilası Başlamış Ve Manzara Hiç İç Açıcı Değildir.

13 Kasım 1918 günü Haydarpaşa Garı önünden bindiği 'Kartal' istimbotuyla Galata'ya doğru giderken, 55 parçalık işgal donanmasının arasından geçer. Bu geçiş sırasında yaverinin ağladığını gören Mustafa Kemal, büyük bir kararlılıkla "Geldikleri gibi giderler" diyerek, direniş ruhunu ortaya koymuştur. Izmir'e çıkan Yunan askeri maalesef bir kısım azınlıkça gösterilerle karşılanmış, bunlardan aslen trilyeli olan metropolit Hrisostomos askerlere "ne kadar Türk kanı döküp içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız." vaazını verdiği bilinmektedir. Torunu bu günlerde başka bir ülke yönetiminde gündemde olan, Damat Ferit Hükümeti İçişleri Bakanı Ali Kemal, Izmir'in işgali karşısında düşmana karşı direnmemeyi öğütleyerek "Izmir'de sükun var, işgal geçicidir" demiştir.

Yunan ordusu Bursa'ya girdiğinde, teğmen olan başvekil Venizelos'un oğlu Sofokles Osman Gazi'nin türbesinde sandukaya ayağını dayayarak fotoğraf çektirip, - "Kalk koca Türk!.. Senden ırkımın intikamını almaya geldim. Bak kurduğun devlet parça parça oldu. Bursa'yı eski sahibine iade ettik. Zelil neslin şimdi elimizde bir köle durumunda bulunuyor. Kalk!.. Seni bir kere daha öldüreyim de ırkımın intikamını alayım!.. demiştir.

Anadolu kurtarıcı liderini beklemektedir. "Anafartalar Kahramanı" nın kutlu ama zorlu yolculuğu Samsun ile başlayacaktır. Ardından, Amasya, Erzurum, Sivas, Ankara,.. Toplantılar. kongreler, millet meclisi çalışmaları, düşmamn ilerleyişi, iç ayaklanmalar, çatışmalar, kazanılan N e kaybedilen savaşlar.

Düşman Gözüne, Ankara'yı Kestirmiştir.

23 Ağustos 1921 de Yunan kuvvetleri sıklet merkezi Sakarya mevzisinin güney kanadı olmak üzere kuşatıcı tertiple taarruza geçti. Atatürk tarihe mal olan "Hattı müdafaa yoktur. Sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz" emrini yayınladı. 30 Ağustos'a kadar merkezden taarruz eden düşman. 1 Eylül den itibaren Haymana istikameti ile yarma harekatına geçti.

Sakarya toz duman, kan revan. Ankara düşebilir her an.

O gün her kıt'a da mevzi tutma çabası.

O gün, Yıldız sarayında düğün havası.

Sultan gelin, uzun beyaz ipekten muhteşem bir gelinlik giymişti. Başında pırlanta taşlar işlenmiş som altın taç taşıdı. Boynunda da yine pırlantalı, büyük kolye taktı. Düğün gecesi Istanbul'daki fakirlere yiyecek dağıtıldı. Bazılarına para yardımında bulunuldu. 61'lik damat, karşısında titrediği, 43 yaş küçük, Nimet Nevzat Hanım'la dünya evine giriyor, muradına eriyordu.

Sevda Sınır Tanımıyor.

Vatan sevdalıları Sakarya sınır hattında, Yunan taarruzunu durduracak, nehrin doğusunda tek düşman askeri bırakmayarak, ulusun kaderini değiştirecek, kurtuluşa giden yol açılacaktır. Ve bu zaferle birlikte 1683 Viyana bozgunundan beri devam eden Batı karşısındaki gerileme durmuş, Yunanlılar savunmaya, Türkler taarruza geçmişlerdir. Atatürk, meclis başkanı sıfatıyla girdiği savaştan, önce başkomutan, sonra gazi ve mareşal unvanları ile çıkmıştır. Sıra düşmanı yurdumuzdan tamamen çıkarmaya gelmişti. Büyük taarruzun hazırlıkları tamamlandı. Taarruz gecesine dair, şair şöyle betimliyor;

O, saati sordu.

Paşalar: "üç" dediler,

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü, uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.

Bıraksalar, İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı. 30 Ağustos ta bozguna uğrayan düşman, Bursa'mızın da yer aldığı batı Anadolu'yu hızla terk etmeye başladı. Büyük Millet Meclisi 6 Eylül 1922 de, Bursa'nın Yunan işgali ve mezalimi karşısında yas işareti olarak kürsüsüne örttüğü, puşide-i siyah'ın kaldırılmasına karar verdi.

Sonra. Sonrası Bildiğimiz Üzere, Izmir'in Dağlarında Çiçekler Açtı.

Kin ve ayrılık tohumu eken Metropolit Izmir'de, Ali Kemal Izmit'te aynı korkunç sonu paylaştı. Atatürk, 10 Eylül günü alanı hınca hınç dolduran İzmirlilere, hükümet konağından kısa bir balkon konuşması yaptı;

"Başarı benim değil, sizin, milletindir." dedi.

O zaman da revaçta olan İzmir marşı, sonraları San Remo'ya kadar ulaşmış, son padişahın konutunun bahçesinde oynayan çocuklardan, torun Hümeyra hamm sultan "yaşa mustafa kemal paşa yaşa" şeklinde söylediği sırada, hanım kalfanın, şahbabalarının kızacağı uyarısıyla, sözlerini değiştirip "kahrolsun mustafa kemal paşa" dediğini duyan 6. Mehmet, balkona çıkıp, çocukları yanına çağırır ve onlara "bir daha duymayacağım, hiçbir kimse, sen dahil, benim paşama, Türk askerine, böyle bir hitapta bulunamazsın" demiş ve torunları vasıtasıyla, geleceğe böyle mesaj vermiştir.

Atatürk'ün 57 yıllık hayatım, mücadelesini, bize ve ülkemize kazandırdıkları ve kazandırmak istediklerini doğru anlama bakımından 10 Kasımların önemi büyüktür. Bugün, Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya adeta ateşten çember gibi kavrulurken, hepimiz `barış' ve `bağımsızlık' gibi kavramların değerini her zamankinden daha kuvvetle hissediyoruz.

Her konuya; her daim genç, dinamik ve devrimci bir zihniyetle yaklaşan, öncülük eden Atatürk, adeta tüm zamanların lideridir. Sözleri, hâlâ bize yol göstermektedir.

Zafer kazanmış bir komutan olmasına rağmen, "Yurtta barış, dünyada barış" sözleriyle barışın vazgeçilmezliğini haykıran Atatürk, yeni nesile güvenmiş, gelişmesini istediği Cumhuriyetimizi, gençlere emanet etmiştir.

 Onun aziz hatırasını saygıyla selamlıyorum.

alıntı

Bu haber 2022 defa okunmuştur.

HAKKI OVATMAN HAKKI OVATMAN
YILIN YENİSİ HOŞ GELDİN

HAVA DURUMU

NÖBETÇİ ECZANE

Mudanya Nöbetçi Eczane


Tüm fotoğraflar

  MUDANYALI KARATECİLER KUŞAKLARINI YENİLEYEREK TERFİ ETTİLER
 

MUDANYALI KARATECİLE

İzlenme:2016

   
  GİRİTYALILAR HÜNERLERİNİ SERGİLEDİLER
 

GİRİTYALILAR HÜNERLE

İzlenme:2196

   
  MUDANYA CAFER YENER İLKOKULU POLONYA’YI FETHETTİ
 

MUDANYA CAFER YENER

İzlenme:2726

   
  RAMAZAN ETKİLİKLERİ
 

RAMAZAN ETKİLİKLERİ

İzlenme:5940

   

Tüm videolar

  İYİ PARTİ ERKAN CAN ADAY ADAYLIK AÇIKLAMASI
 

İYİ PARTİ ERKAN CAN

İzlenme:292

   
  MİLLET KÜTÜPHANESİ ARTIK 24 SAAT AÇIK
 

MİLLET KÜTÜPHANESİ A

İzlenme:372

   
  BURSA’DA TRAFİK, YAYALARA GÖRE TASARLANIYOR
 

BURSA’DA TRAFİK, YAY

İzlenme:772

   
  TAVUK DÜNYASI MUDANYA’DA AÇILDI
 

TAVUK DÜNYASI MUDANY

İzlenme:382

   
  •  
  •  

  • Son 7 gün haber eklenmedi.

  • Bu ay haber eklenmedi.

Mudanya Habercisi
© 2015-2016. Tüm hakları saklıdır. Sitemiz, Mudanya Gazeteciler Derneği üyesidir.
İnternet sitemizdeki yazı, resim, video ve haberlerin kaynak gösterilmeksizin yayınlanması yasaktır.
Yazı, haber ve yorumlardaki düşünce ve görüşler yazarını bağlar. Tüm hakları saklıdır.