KARAHANOĞLU çifti, talep edene geri dönüş şartı ile ücretsiz tohum veriyor. hibrit ve kimyasal tohumlara karşı harekete geçen çift, yerel tohum mücadelesini kooperatifleşme ile taçlandırmak istiyor.
Türkiye’de 2006 yılından bu yana 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu ile sertifikasız tohum satışı yasak. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2018 yılında hayata geçirmek istediği “Milli Tarım Projesi” ile de sertifikasız tohum kullanan çiftçilere tarımsal destek verilmemesi planlanıyor. Hükümet yetkilileri her ne kadar çiftçilerin sertifikalı tohuma yönelmesini ve elindeki tohumu sertifikalandırılmasının amaçlandığını söylese de, yerli tohum ile üretim yapmayı sürdüren çiftçiler yapılmak isteneni “Tohumun çok uluslu şirketlerin tekeline sunulması” olarak yorumlanıyor. İzmir ve çevre kentlerinde düzenlenen “Yerel tohum ve takas şenlikleri” ile yerel tohum kullanımının yaygınlaşması hedeflenirken, çiftçi Hakan ve Tuğba KARAHANOĞLU çifti, yerel tohum ısrarını ve mücadelesini Birlik Başkanı Fazlı AYDOĞAN ile paylaştı.
Ürettikleri ürünlerin eskisi gibi doğal olmadığını fark etmeleri üzerine bir grup arkadaşı ile birlikte yerel tohum mücadelesine başladıklarını dile getiren Hakan KARAHANOĞLU, “Bu domatesler eskisi gibi kokmuyor. Bir şey yapmak lazım” diyerek yerel tohuma yöneldiklerini söyledi.
KARAHANOĞLU, ardından arkadaşları ile birlikte köylerden yerli tohum toplamaya başladıklarını kaydetti. Topladıkları tohumları çiftçilere ücretsiz dağıtmaya başladıklarını belirten Karahanoğlu, sertifikasız tohumun satışının yasaklanması ile birlikte başka bir çözüm bulmak gerektiğini düşündüklerini aktardı.
Köylünün tohumunu maliyetinin çok yüksek olması nedeniyle sertifikalandıramadığını hatırlatan Karahanoğlu, köylünün hibritli tohuma mecbur bırakıldığını anımsattı. Takas şenliklerinin başlamasının tohum üretiminin yanı sıra kullanımının yaygınlaşmasını sağladığını ifade eden KARAHANOĞLU, köylülerin bir nebze de olsa çok uluslu şirketlere mecbur kalmasını önlemeye çalıştıklarını vurguladı.
En büyük sıkıntının pazar sorunu olduğunu belirten Tuğba KARAHANOĞLU ithal tohumla yetiştirilen ve Seferihisar'da mevsiminde piyasada 50 kuruş ile 1 lira arasında satılan domatesin yayında 4 liraya pazara gelen yerli tohum üretimi domatesin şansı olmadığını belirtti. Kooperatifleşme mücadelesi verdiklerini belirten Tuğba KARAHANOĞLU en büyük sorunun küçük yerleşim yerlerinde ki insan ilişkileri olduğunu vurguladı.
Mudanya Meyve Üreticileri Birliği Başkanı Fazlı AYDOĞAN tohumların sertifikalandırılmasının önemli olduğunu fakat yerli tohumlarımızın ülkenin gerçek değeri olarak yerel çiftçilerin kuracağı Birlik ve kooperatiflerce sertifikalandırılarak bu ülkenin insanlarına bir değer olarak kazandırılması gerektiğine inandığını vurguladı.
AYDOĞAN Mudanya Meyve Üreticileri Birliği'nin üretici pazarları olduğunu ve pazar sıkıntısı olmadığını belirterek "Pazarlarımızda yerli tohumlarla üretilen ürünleri arttırmaktan son derece mutlu oluruz. Düşünün ithal avokado manav tezgahında yerini alıyor fakat bilinçli tüketici, özellikle anneler çocuklarına Birliğimizin tezgahlarında boy gösteren yerli Kumyaka avokadosu, mandalinası, portakalı alarak götürüyorlar. Biliyorlar ürün dalında doğal olarak yetişmiş, gemi ambarında aylarca yolculuk yapmamış, ithalat sürecinde geçen zaman içinde çürüyüp bouzlmasın diye ışınlama işlemine tabi tutulmamış sağlıklı ve güvenilir. İşte yerli tohumlarımızla üretilen ve eskiden olduğu gibi mis gibi kokan domatesler elbette önemli ve bilinçli bir alıcı kitlesine hitap edecektir. Çalışmalarınızı takdir ediyor ve muvaffakiyetler diliyorum." dedi.
2017 yılında Mudanyamıza has doğal enginar fidelerinden 20 bini aşkın kök dağıttıklarını aktaran AYDOĞAN sağlıklı beslenme için doğal ürün ve ürünün yapısını bozmayan yerli tohumun son derece hayati bir konu olduğunu yineledi. Yapılan ziyarette Mudanya Meyve Üreticileri Birliği olarak yerli domates tohumlarından alınarak uygulama bahçeleri kurulabileceği aktarılarak, işbirliği yapılması kararlaştırıldı.
Ziyarete Seferihisar Mandalina Üreticiliği Birliği eski başkanı Cumhur ERİŞ'te katıldı.