Mudanya Deva Partisi İlçe Teşkilatı 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde Mudanyalı gazetecileri ağırlayarak günlerini kutladı ve kendileriyle sohbet etti.
Montania Otelde ağırladığı gazetecilerle yapılan sohbette yerel yönetimlerin gazetecileri ötekileştirmeden sahip çıkarak varlıklarını sürdürmede destek olunması gerektiğini savunan Başkan Dilek Durak," hakikatleri gösterme konusundaki çok kritik görev üstlenen Siz Değerli Basın Mensuplarımızın öncelikle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü, Demokrasi ve Atılım Partisi Mudanya İlçe Teşkilatı olarak kutluyor ve Siz cesur kalemlere "iyi ki varsınız" diyoruz.
Bugünün önemine ithaf en bizim gibi düşünmeyen insanların haklarının savunmanın önemli olduğunu savunan bir parti olarak, Sizlerin de kalemlerinizin gücünün eseri olan insan onurunu yüceltme amacımız olduğunu ve Devletin de bunu bizzat yapması gerekliliğini savunuyoruz. DEVA Partisi Medya özgürlüğü konusuna çok önem vermektedir. Televizyon kanallarının, gazetelerin ve haber sitelerinin önemli bir bölümü iktidar partisinin kontrolüne girdiği için tamamen iktidardan yana yayın yaptıkları için önemli ölçüde izleyici kaybına uğradılar. Şu andaki gazetelerin tirajlarına bakın, şu andaki televizyon kanallarının izlenme oranlarına bakın. Bir de güvenerek izliyor mu insanlar ona bakın. Türkiye'de toplam televizyonların erişim sayısıyla YouTube'un erişim sayısı aşağı yukarı eşitlendi, çok yakın. Neredeyse günde bir defa televizyon izleyen insan sayısıyla YouTube' da video izleyen insan sayısı birbirine eşit.
Siz bir tarafı tek ses haline getirdiğinizde insanlar doğruları, gerçekleri başka alanlarda aramaya başlıyorlar, İnsanların bir kısmını sürekli olarak etki altında tutabilirsiniz, bu mümkün, ama insanların tümünü sürekli olarak etki altında tutmak mümkün değildir. Mutlaka alternatif mecralar oluşur, İşin doğal akışında oluşur. Bu alternatif mecralar yaygınlaştıkça, iktidarın bu mecraları kontrol altına alma isteği de artıyor. Şimdi bu alternatif mecralar yaygınlaşıyor diye onları da kontrol altına almak ve tekelleştirmekle ilgili ağır düzenlemeler getiren bir kanun çıkarttılar. Televizyonlar, gazeteler yetmedi, şimdi sosyal medyayı da daha fazlaca nasıl sıkıştırabiliriz, sosyal medyadaki en ufak adımı nasıl suç haline getirebiliriz, suç unsuru olarak tanıtabiliriz, şu anda bunun çalışmalarını yapıyorlar.
Türkiye'mizin uluslararası sıralamalarda geldiği yere bakın: Bütün demokrasi sıralamalarında en aşağı sıralara doğru iniyoruz, demokrasi kalitesinde aşağı doğru iniyoruz, hukukun üstünlüğü sıralamasında aşağı doğru iniyoruz, özgürlükler sıralamasında aşağıya doğru iniyoruz. Medya özgürlüğü sıralamasında aşağıya doğru iniyoruz. Şöyle diyelim: Otokritikleşme eğilimlerinin oldukça yüksek olduğu ve otokrasi trendinin kötüye gittiği bir ülke Türkiye. Ancak unutmayalım ki kötünün kötüsü var. 'Ülkemizde en azından hala seçimler yapılıyor. İşte geçen sene seçim oldu memlekette bize soruyorlar, demokrasi ne durumda diye. Biz de diyoruz ki ölmedi nefes alıyor yani hala hayatta ama hasta, çok hasta" diyerek görüşlerini dile getirdi.